doğru düzgün - Turco Inglés Diccionario

doğru düzgün

Significados de "doğru düzgün" en diccionario inglés turco : 14 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
doğru düzgün decent adj.
He has not eaten a decent meal in a long time.
Uzun zamandır doğru düzgün bir yemek yemedi.

More Sentences
General
doğru düzgün properly adv.
Yanni needs to fix his windshield properly.
Yanni'nin ön camını doğru düzgün tamir etmesi gerekiyordu.

More Sentences
doğru düzgün nice adj.
doğru düzgün true adj.
doğru düzgün profound adj.
doğru düzgün honourable [obsolete] adj.
doğru düzgün nice adv.
doğru düzgün nicely adv.
doğru düzgün trim adv.
doğru düzgün widely adv.
doğru düzgün featly adv.
doğru düzgün orthodoxly adv.
Technical
doğru düzgün straight adv.
Religious
doğru düzgün orthodoxally [obsolete] adv.

Significados de "doğru düzgün" con otros términos en diccionario inglés turco: 28 resultado(s)

Turco Inglés
Slang
doğru düzgün çalışmayan on the blink adj.
The TV is on the blink.
Televizyon doğru düzgün çalışmıyor.

More Sentences
Common Usage
doğru düzgün bir şekilde fittingly adv.
General
yemeğini didikleyip doğru düzgün yemeyen kimse pingler [dialect] [uk] n.
şöyle doğru düzgün halfway decent adj.
alkolün etkisiyle doğru düzgün düşünme yeteneğini yitirmiş befogged adj.
alkolün etkisiyle doğru düzgün düşünme yeteneğini yitirmiş befuddled adj.
doğru düzgün hissedilmeyen obscure adj.
doğru düzgün adı olmayan improper adj.
Proverb
bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın if you want it done right, do it yourself
bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın if you want something done right, do it yourself
Colloquial
doğru düzgün çalışmayan on the bum adj.
doğru düzgün göremiyorum can't see straight expr.
ya işini doğru düzgün yap ya da çek git (do something) or get off the pot expr.
ya doğru düzgün çalış ya da gölge etme (do something) or get off the pot expr.
son derece düzgün/doğru on the up and up [us] expr.
Idioms
düzgün/doğru düzgün çalışmamak be on the bum v.
doğru düzgün çalışmamak be in bad shape v.
doğru düzgün görememek can't see straight v.
bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri doğru düzgün öğrenmek/yansıtmak get one's facts straight v.
bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri doğru düzgün öğrenmek/yansıtmak get the facts straight v.
doğru düzgün görmemek not see straight v.
Technical
düzgün değişen doğru akım pulsating direct current n.
Pathology
amaçlı hareketlerin doğru veya düzgün yapılamaması paraphraxia n.
amaçlı hareketlerin doğru veya düzgün yapılamaması paraphraxis n.
Breeding
doğru düzgün kısırlaştırılamadığı için iyi et veremeyip nadiren üreyebilen horoz slip n.
Slang
doğru düzgün işlememesine/çalışmamasına neden olmak kack up v.
doğru düzgün yapmak cook v.
Modern Slang
sadece reklamlar için trafik çekmeye çalışan ve doğru düzgün bir içeriği olmayan web sitesi ad trap n.